ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Zirve Tarihine Geçti-Yılmaz Parlar

 

İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha

Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı

İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.

Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.

Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.

Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı

Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.

Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar

Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.

Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.

Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.

"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"

Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"

Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.

Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar

Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:

Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.

Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.

Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.

Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.

"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.

Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında

Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:

"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."

Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."

Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.

Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.

Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.

Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"

Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:

Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.

Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).

Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.

Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi

Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.

"Korkmamak İçin Anlamalıyız"

Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı:
"İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."

Kaleağası’nın mesajı net, "Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."

Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.

Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı

Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:

Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.

Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.

Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.

Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı

Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı

"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"

Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"

B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.

Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"

Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:

"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."

Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.

Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"

Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:

1950’lerde Turing Testi, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunun temeli atıldı.

1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.

2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.

2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.

İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"

Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:

"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."

Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:

"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."

Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"

Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:

"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":

"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."

"Akışkan Olun":

"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."

"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",

"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."

"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":

"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."

"Dengeyi Kurun"

Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,

"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."

.

Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.

İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,

“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,”  başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin AydınING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.

Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi.
Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor.
Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor.
 Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.

ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"

ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:

"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."

Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.

"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."

Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"

Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.

Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.

"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."

Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.

LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"

LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.

"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."

Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.

"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."

Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda

Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.

Moderatör Seda Mızraklı Ferik"Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.

Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı

Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.

Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim,
Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Mayıs 2025 Cuma

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,-Yılmaz Parlar

 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,

 Ortak Vicdan Çağrısı 

“Daha İnsancıl Bir Dünya İçin Diyalog”

Marmara Grubu Vakfı’nın 40 yıllık birikimiyle hayata geçirdiği Avrasya Ekonomi Zirvesi, bu yıl bir kez daha küresel barış, ekonomik adalet ve sürdürülebilir geleceğin ana hatlarını belirleyen bir akıl platformuna dönüştü. Başkan Dr. Akkan Suver'in vizyoner liderliği ve evrensel barışa adanmışlığı, zirvenin küresel ölçekteki saygınlığını pekiştirdi.



7-8 Mayıs 2025 tarihleri arasında Wow Hotel Kongre salonlarında, Marmara Grubu Vakfı (MGV) ve İHKİB işbirliğiyle düzenlenen 28. Avrasya Ekonomi Zirvesinde, 50 ülkeden 300’ü aşkın siyasetçi, diplomat, akademisyen ve iş insanı katılım sağladı.

Daha İnsancıl Bir Dünya,

 Yaşanabilir Bir Dünya İçin Diyalog" temasıyla gerçekleşen zirvede küresel adalet, sürdürülebilir kalkınma ve çok taraflı işbirliği masaya yatırıldı.



Marmara Vakfı’nın Vizyoner Liderliği

MGV Genel Başkanı Akkan Suver, açılışta yaptığı etkileyici konuşmada, "Çatışma yerine diyaloğu, bölünme yerine sağduyuyu tercih ediyoruz" mesajı verdi. Suver, ABD-Çin gerilimi, iklim krizi ve Ukrayna savaşına rağmen "ortak vicdan" çağrısı yaparak, "Avrasya Zirvesi, farklı sesleri birleştiren bir platformdur" dedi. Zirvenin akademik derinliği de dikkat çekti; başta Prof. Dr. Uğur Özgöker olmak üzere, tamamı profesörlerden oluşan raportör kadrosu, MGV’nin kalitesini bir kez daha kanıtladı.



Açılış Konuşmalarında;

MGV Başkanı Akkan Suver: "Yeni Küresel Düzende Diyalog Şart"

Suver’in konuşması sadece bir çağrı değil, aynı zamanda liderliğini yaptığı Marmara Grubu Vakfı'nın temel felsefesinin de özeti niteliğindeydi. “Küreselleşme, artık yeni bir akla ve cesur adımlara ihtiyaç duyuyor. Bu kürsülerde doğacak diyaloglar, dünyayı savaşlardan, ayrışmalardan ve umutsuzluktan kurtaracak yegâne yoldur,” diyerek katılımcılara güçlü bir sorumluluk hatırlatması yaptı.

Marmara Grubu Vakfı (MGV) Genel Başkanı Akkan Suver, 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada küresel krizlere karşı "diyalog ve işbirliği" vurgusu yaparak, "Gençlerle birlikte yarınlara hazırlanıyoruz" mesajını verdi.

Küresel Krizler ve Çözüm Çağrısı

Suver, "Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik politikalarından gıda güvenliğine kadar tüm dünyanın ortak sorunlarla karşı karşıya olduğunu" belirterek, şunları kaydetti:

"Toplum olarak rüzgârla değil, akılla hareket etmek zorundayız. Ortak akıl ve    diyalog olmadan barış mümkün değil."

"Gençleri geleceğin liderleri olarak yetiştiriyoruz. MGV olarak yarınlara daha güçlü bir kadroyla hazırlanıyoruz."



Bölgesel Çatışmalara Eleştiri

Ukrayna savaşına da değinen Suver, "Bölgedeki çatışmalar, ülkelerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü tehdit ediyor" uyarısında bulundu. "Evrensel değerler etrafında birleşmek yerine çatışmayı seçenler, dünyayı geriye götürüyor" ifadelerini kullandı.

MGV'nin Vizyonu: "Eğitim ve Gençlik"

Konuşmasında MGV'nin 40 yıllık mirasına da atıf yapan Suver, "Eğitim ve gençlik odaklı projelerimizle Türkiye'nin küresel etkisini artırmaya devam edeceğiz" dedi. Zirvenin, farklı ülkelerden liderleri bir araya getirerek "çok kutuplu dünyada uzlaşı arayışına" katkı sağladığını vurguladı.

"Dünya Tek Elden Yönetilemez"

Suver, konuşmasını "Hiçbir güç, dünyayı tek başına yönetemez. Çözüm, saygı ve diyalogdadır" sözleriyle tamamladı.



İstanbul Valisi’nden Kritik Uyarı: "Adil Paylaşım Olmazsa Göç ve Savaşlar Artar"

Davut Gül, ekonomik eşitsizliğin göç ve ticaret savaşlarına yol açtığını vurgulayarak, "En kötü barış, en iyi savaştan yeğdir" dedi. Gül, "Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşım şart" diye ekledi.

“Adil Paylaşım Olmazsa, Sorunlar Kaçınılmaz”

Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, günümüz küresel sorunlarının temelinde adil olmayan ekonomik bölüşümün yattığını vurgulayarak, bu adaletsizliğin göçten ticaret savaşlarına kadar pek çok krizi tetiklediğini belirtti. Gül, “Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşımla kaynakların verimli kullanılması gerektiğini artık daha yüksek sesle söylemeliyiz,” ifadeleriyle dikkat çekti.

Kileci: “Türk İhracatçısı Dünyada Fark Yaratıyor”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Ahmet Fikret Kileci, dünyada yaşanan dönüşümün gerisinde kalmamak gerektiğini belirterek, Türk ihracatçısının diğer ülkelerden ayrışan bir dinamizme sahip olduğunu söyledi. “Yeter ki birlikte hareket edelim ve toplum menfaatini önceleyelim,” diyen Kileci, kaynakların doğru kullanımının artık en büyük inovasyon olduğunu vurguladı.



Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Çarpıcı Çıkış: "Türkiye'nin Tarihi Mirasına Sahip Çıkmak Zorundayız"

Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına vurgu yaparak önemli mesajlar verdi.

"Türkiye'nin çok kıymetli bir tarihi mirası var. Bu mirasa sahip çıkmak hepimizin görevi."

"Fatih'in ruhunu anlamak ve onun bıraktığı eserleri korumak zorundayız. Bu sadece bir tarih meselesi değil, kimlik meselesidir."

"Türkiye'nin Müslüman kimliğini savunmak ve korumak her vatandaşın sorumluluğudur."

Ünlü tarihçi, konuşmasında Türkiye'nin geçmişten gelen bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmanın önemine değinerek, "Tarihimizdeki büyük dönüşümleri doğru anlamalı ve bu bilgileri gençlerimize aktarmalıyız" dedi.

Ortaylı'nın konuşması, salondaki dinleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Tarihçi, sözlerini "Bu toprakların değerini bilmeli ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmalıyız" diyerek tamamladı.

Zirvede aynı gün, Prof. Dr. Ortaylı'ya Marmara Grubu Vakfı tarafından "Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü" takdim edildi.




Zirvenin Onur Konuğu, Prof. Dr. Aziz Sancar

Nobel’li Bilim İnsanından Çarpıcı Çıkış
Zirvenin şeref konuğu, bilim dünyasının gururu, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar oldu. Bilimsel başarılarıyla insanlığa umut veren Sancar’ın katılımı, zirvenin entelektüel ve etik düzeyini daha da yukarı taşıdı.
Prof. Dr. Aziz Sancar, "Temel bilimler olmadan güçlü ekonomi olmaz" uyarısında bulundu: "Çin, ABD’den fazla bilim yayını yapıyor. Biz de teknolojiyi ithal değil, üretmeliyiz."




KKTC Dışişleri Bakanı’ndan Tarihi Konuşma

Tahsin Ertuğruloğlu, "Kıbrıs’ta iki devlet var; uluslararası toplum bu gerçeği tanımalı" dedi. Rum tarafının ambargolarını eleştiren Ertuğruloğlu, "Egemenliğimiz inkâr ediliyor" diyerek BM’yi sert şekilde eleştirdi.
Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.




Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO konuşması;

Ben Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO’suyum. United Medical, klinik, operasyonel ve finansal alanlarda sağlık hizmetlerini entegre eden bir “Accountable Care Organization” yani sorumlu sağlık hizmeti organizasyonu / nüfus sağlığı yönetimi şirketidir. Oracle / Oracle Health tarafından sağlanan teknolojileri ve merkezi hizmetleri kullanarak doktorları, sağlık kuruluşlarını ve hastaları destekliyoruz; böylece sonuçları iyileştiriyor, maliyetleri düşürüyor ve bakım süreçlerini daha verimli hale getiriyoruz.

Sağlıkta dönüşüm alanında yirmi yılı aşkın bir deneyimim var ve sürdürülebilirliğin, sağlık hizmetlerinin temelinde yer alması gerektiğini bizzat gözlemledim.
Derler ki, yeni sorunlar eski araçlarla çözülemez. Eskiden insanlar buz kesme işinde ustaydı, çok etkili, çok hassas çalışırlardı. Ama buzdolapları icat edilince, tüm bu beceriler anlamını yitirdi. Artık buz kırmada ne kadar iyi olursanız olun, önemi kalmadı, çünkü oyun değişti. Bizim dünyamızda da durum aynı. Ayakta kalmak istiyorsak, geçmişte kalmış değil, geleceğe uygun araç ve stratejilere sahip olmamız gerek.

Sürdürülebilir sağlık hizmeti artık bir seçenek değil stratejik bir zorunluluktur.
Bu, henüz gelmemiş bir geleceğe değil , çoktan gelmiş bir geleceğe hazır olmakla ilgilidir. Sistemlerimiz ya evrilip gelişecek ya da çökme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Demografik Değişim

Beklenen yaşam süresi dramatik şekilde arttı. Bu büyük bir başarı.
Ancak sistemlerimiz geçmişteki koşullar için inşa edilmişti.
Bugün insanlar 80’li yaşlarını, hatta ötesini görüyor; ancak biz hâlâ hastalıkları tepkisel biçimde yönetiyoruz, önleyici değil.
Bu da hızla artan maliyetlere, bakıcı yüküne ve uzun vadeli bakımda ciddi boşluklara yol açıyor.
Uzun yaşam, kaliteli yaşamla birlikte gelmeli, bunu destekleyen sürdürülebilir sistemlerle.

Neden Sürdürülebilir Sağlık?

Kronik hastalıklar artıyor. Zihinsel sağlık ihtiyaçları yükseliyor. İklim kaynaklı sağlık krizleri ve sağlık çalışanlarında tükenmişlik giderek yaygınlaşıyor. Sağlık eşitsizlikleri derinleşiyor ve ekonomik yük sürdürülemez hale geliyor. Eğer sağlık sistemlerimiz çökerse, toplumlarımız kırılgan hale gelir.
Sürdürülebilir sağlık bir politika ayrıntısı deği, dirençli toplumların temelidir.

Önleme odaklı sistemler, eğitim, tarama, beslenme.

Yapay zekâ ve uzaktan sağlık uygulamaları, erişimi ve sonuçları iyileştirmek için. Değer odaklı bakım, hizmetin miktarı değil, sağladığı fayda ödüllendirilmeli. İklim dostu altyapılar, verimli ve dayanıklı sistemler. İnsan odaklı tasarım,  Sosyal belirleyicileri ele alan, eşitlik sağlayan çözümler. Bazı bölgelerde bunlar şimdiden uygulanıyor. Şimdi, küresel liderlik gösterme ve bu modeli ölçeklendirme zamanıdır.

Kadın Sağlığı ve Gebelik Bakımı

Kadın sağlığı da mutlaka önceliklendirilmelidir. Pek çok bölgede anne ölümleri hâlâ yüksektir. Üreme, doğum öncesi ve sonrası sağlık hizmetlerine erişim tutarsızdır. Sürdürülebilir sistemler, kadınlar için güvenli ve adil sağlık hizmetlerini garanti etmelidir, bu yalnızca bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda bir insan hakları ve kuşaklar arası yatırım meselesidir.

Stratejik Zorunluluk

Liderler için bu konu yalnızca sağlıkla ilgili değildir. Ulusal güvenlik, dayanıklı sistemlere bağlıdır. Ekonomiler, sağlıklı ve üretken nüfuslara ihtiyaç duyar. Kamu güveni, erişim ve adaletle şekillenir. Sağlıkta sürdürülebilirliği başaran ülkeler, küresel geleceğin liderleri olacaktır. Gecikme lüksümüz yok.
 
Eylem Çağrısı ve Kapanış

Tepkisel bakım sistemlerine değil, uzun vadeli sağlık direncine bağlılık göstermeliyiz. Önleme, sistemler ve inovasyona yatırım yapmalıyız. Ve birlikte, sınırları aşan bir liderlik sergilemeliyiz çünkü gelecek bunu bizden bekliyor. Sürdürülebilir sağlık hizmeti, hepimizin ortak sorumluluğu ve stratejik fırsatıdır.




Marmara Grubu Vakfı'nın 40. Yılına Anlamlı Ödüller

Zirvede MGV’nin 40. yılı nedeniyle ödüller dağıtıldı: Etkinlik kapsamında Vakfın 40. kuruluş yıl dönümü anısına düzenlenen törende, demokrasi, yöneticilik, ihracat, sanayi ve siyaset gibi farklı alanlarda topluma katkı sunan isimlere ödüller takdim edildi:
“Süleyman Demirel Demokrasi Ödülü” – Romanya eski Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu
“Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü” – Prof. Dr. İlber Ortaylı
“Şahap Kocatopçu İhracatçı Ödülü” – TİM Başkanı Mustafa Gültepe
“Hüsamettin Kavi Sanayici Ödülü” – EAE Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hikmet Kaya
“Yusuf Çengel Siyaset Ödülü” – Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin
“40. Yıl Teşekkür Ödülleri” – İş insanları Kemal Erkan, Nihat Kandaloğlu ve DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov




Şahin Holding CEO’su Ece Şahin’e Avrasya Ekonomi zirvesi ve Marmara Vakfı hakkındaki yorumuna; 

“Marmara Grubu Vakfı Bir Diyalog Medeniyetinin Temsilcisi,
Kuruluşundan bu yana barışa, iş birliğine ve diyalog kültürüne adanmış bir misyonla çalışan Marmara Grubu Vakfı, yalnızca Türkiye'nin değil, Avrasya'nın da en önemli sivil toplum diplomasi aktörlerinden biri haline gelmiştir. Dr. Akkan Suver’in liderliğinde kurumsal kimliğini daha da güçlendiren Vakıf, 40 yıldır siyaset üstü, kültürler arası bir anlayışla bölge halkları arasında köprüler kurmayı başarmıştır. 

Gelecek Diyalogla İnşa Edilecek

28.Avrasya Ekonomi Zirvesi, sadece bir fikir alışverişi platformu değil; insanlığın geleceğine yön verecek kararların konuşulduğu bir vicdan kürsüsü oldu.” Şeklinde aldığımız cevap oldu.

Gerçektende, Marmara Grubu Vakfı, Dr. Akkan Suver’in cesur, vizyoner ve uluslararası saygınlık kazanmış liderliğiyle, Avrasya’dan yükselen bu çağrının hem mimarı hem de taşıyıcısı olmaya devam ediyor. 

Çünkü biliyoruz ki, en kötü barış bile en iyi savaştan evladır. 

Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Nisan 2025 Çarşamba

Umutlu Gelecek Derneği’nden İstanbul’un Çok Sesli Kültürüne Sofralık Vefa

  UMAR’dan Sürdürülebilir Geleceğe Sofralık Bir Mesaj

Medeniyetler Sofrası’nda Kültürler Buluştu

Umutlu Gelecek Derneği’nden İstanbul’un Çok Sesli Kültürüne Sofralık Vefa



Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda; eğitim, çevre, ekonomi ve toplumsal farkındalık alanlarında yenilikçi ve dijitalleşmenin gerekliliklerine uygun projeler üreten Umutlu Gelecek Derneği (UMAR), 8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotel’de anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Medeniyetler Sofrası” temasıyla gerçekleştirilen buluşma, İstanbul’un zengin kültürel mirasını sofralar aracılığıyla yaşatmayı ve kültürler arası dayanışmaya dikkat çekmeyi amaçladı.

UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’dan İlham Veren Konuşma

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren UMAR Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Türken Uysal, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için duyarlılık ve vizyonla hareket ettiklerini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Umutlu Gelecek Derneği olarak insan onuruna yakışır, adil, demokratik ve dijitalleşmeyle uyumlu bir toplum vizyonuyla çalışıyoruz. Sivil toplumun gücüne inanıyor, ulusal sınırları aşarak küresel iş birlikleriyle fark yaratmayı hedefliyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşması, iş dünyasında daha fazla yer almaları için uluslararası dayanışmayı önemsiyoruz.”

Konuşmasında ayrıca etkinliğe katkı sağlayan isimlere de teşekkürlerini ileten Uysal, “Bu özel sofrada bizlerle olan değerli konuşmacılarımıza, özellikle Şef ve Yazar Maria Ekmekçioğlu’na, araştırmacı yazar Takuhi Tovmasyan’a, şair-yazar Nadya Şener Hanımefendi’ye ve elbette oturumun mimarı Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt Beyefendi’ye teşekkür ediyorum,” dedi.

Medeniyetler Sofrası'nda İstanbul'un Renkli Mirası Konuşuldu Rum, Ermeni ve Süryani Kültürleri Buluştu



İstanbul’un Sofrasına Çok Sesli Kültürler Konuk Oldu

İstanbul’un kadim kültürlerini bir araya getiren "Medeniyetler Sofrası" etkinliği, Umutlu Gelecek Derneği (UMAR) tarafından düzenlenen özel bir panelle renkli anlara sahne oldu. Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarının ve geleneklerinin ele alındığı panelde, İstanbul’un zengin kültürel mozaiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde; İstanbul mutfağının çok kültürlü yapısı, Rum, Ermeni ve Süryani sofralarının lezzetleri ve gelenekleri konuşuldu. Modaratörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi, küratör A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, gastronomi ve kültürün kesişiminde önemli bilgiler ve anekdotlar paylaşıldı.



Çok Kültürlü Mirasın Lezzetleri ve Hikayeleri

Moderatörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, konunun uzmanları İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden hatırlattı.

."İstanbul, Hepimizin Ortak Evidir"

Panelde ortak vurgu, İstanbul’un çok kültürlü yapısının korunması gerektiği oldu. Moderatör A. Çağrı Başkurt"Bu şehir, farklılıkların bir arada yaşadığı bir medeniyetler beşiğidir. Onun zenginliğini geleceğe taşımak hepimizin görevi" diyerek sözlerini tamamladı.



Panelin Dikkat Çeken Konuşmacıları

Maria Ekmekçioğlu – Şef, Yazar, Restoran Sahibi ve TV Programı Sunucusu: Sofraların barış ve birlikteliği temsil ettiğine dikkat çekti. “Yemek bir halkın tarihidir,” diyerek Rum mutfağının İstanbul’daki izlerini anlattı."Bu toprakların lezzetleri, aslında birer barış ve kardeşlik mesajı taşır" dedi. Ekmekçioğlu, özellikle balık yemekleri ve zeytinyağlı mezelerin Rum mutfağındaki yerini vurguladı.

Takuhi Tovmasyan – Araştırmacı Yazar: Aile büyüklerinden kalan tariflerin hem kültürel hem duygusal miras olduğunu aktardı. Özellikle Ermeni yemek kültürünün Anadolu’daki derin izlerine değindi. Ermeni mutfağının İstanbul’daki izlerini paylaştı. "Toplumsal hafıza yemeklerle aktarılır" diyen Tovmasyan, harissa, anuşabur ve çeşitli et yemeklerinin Ermeni kültüründeki önemini anlattı.

Nadya Şener – Şair ve Yazar: “Sofra, kadim bir hafızadır. Şiir gibi katmanlı, anlamlı ve derindir,” diyerek Süryani geleneklerinin günümüze taşınma biçimlerini paylaştı.

Süryani kültürünün İstanbul’daki yansımalarını şiirsel bir dille aktardı. "Yemekler sadece karın doyurmaz, aynı zamanda birer kültür köprüsüdür" diyen Şener, Süryani mutfağının baharat kullanımı ve geleneksel tatlıları hakkında bilgiler verdi.

Etkinliğin ardından katılımcılar, Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarından örneklerin sunulduğu bir sofrada bir araya gelerek, kültürler arası lezzet şölenine tanıklık etti.

Kadim Değerlerle Geleceğe Umut Taşıyan Bir Platform

Umutlu Gelecek Derneği, toplumun her kesimine dokunan projeleriyle; kadim değerleri bugüne taşıyan, kadınları ekonomik hayata katan ve dijital çağın gereklerine uygun vizyoner çözümler üreten bir yapı olarak öne çıkıyor.

Etkinlik, katılımcılara sadece lezzetli bir kültürel yolculuk değil; aynı zamanda sivil toplumun dönüştürücü gücü üzerine derin düşünceler sunan bir deneyim oldu.

UMAR’ın düzenlediği bu anlamlı etkinlik, İstanbul’un unutulmaya yüz tutan renklerini yeniden gündeme taşıyarak, kültürel diyaloğa katkı sağladı.

"Medeniyetler Sofrası, sadece yemeklerin değil, hikayelerin de buluştuğu bir şölendi. İstanbul’un çok kültürlü mirası, böyle etkinliklerle yaşatılıyor."



Toplantı sonrası Sürpriz gelişme UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’ın Doğum günü nedeniyle final etkinliğe renk katdı. Doğum günü pastası Başkan Uysal tarafından kesildi.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Mart 2025 Cumartesi

CEO Ece Şahin’den Başarılı İhracat Hamleleri-Yılmaz Parlar

 CEO Ece Şahin’den Başarılı İhracat Hamleleri

Şahin Şirketler Grubu Müşteri Memnuniyetinde Zirvede,

Şahin Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Ali Cemal Şahin’in liderliğinde, yapı malzemeleri sektöründe başarısını sürdüren grup, müşteri memnuniyeti ve ihracat faaliyetleriyle adından söz ettiriyor. 



Grubun CEO’su Ece Şahin ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajda, şirketin faaliyetleri, hizmet kalitesi ve uluslararası başarıları üzerine kapsamlı bilgiler edindik.

Şahin Şirketler Grubu'nun yapı sektöründeki başarısının sırrını şu sözlerle açıkladı; 

Müşterilerimize, en kapsamlı çözüm portföyünü sunmak için alanında lider üretici ve çözüm ortakları ile iş birliği yapıyoruz.

Satış öncesi ve sonrasında üstün hizmet kalitesi ile yüksek müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefleyiyoruz.

Şahin Yapı olarak, yeterlilik testlerinden geçmiş ve sertifikalı ürünleri müşterilerimize sunarak güvenilirliği sürdürüyoruz.

Müşterilerimizin zaman değerlerini bilerek, verdiğimiz sözleri zamanında yerine getiriyoruz. 

Müşterilerimize tüm malzemeleri tek tedarikçiden temin etme olanağı sunarak, zaman, enerji ve fiyat konusunda önemli tasarruf imkanı sağlıyoruz.

Geniş ürün portföyümüz ile müşterilerimize 

hizmet sunan Şahin Yapı olarak, çevre dostu malzemeleri kullanarak sürdürülebilir bir gelecek için de önemli adımları atmaya devam ediyoruz.



Geniş Ürün Portföyü ve Yüksek Hizmet Kalitesi

Aldığımız bilgiler ışığında; 

Şahin Şirketler Grubu 10 binden fazla ürün çeşidini içeren geniş bir portföy ile müşterilerine hizmet sunmaktadır. 

Şirket, yapı sektöründe en kaliteli ve sertifikalı ürünleri bir araya getirerek müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını tek bir tedarikçiden karşılamalarına olanak sağlamaktadır. 

Bu da zaman, enerji ve maliyet açısından önemli tasarruflar sağlamaktadır.

Şahin Yapı, satış öncesi ve satış sonrası hizmetlerde gösterdiği üstün başarıyla müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı başarmıştır. 

Şirket, müşteri taleplerini sürekli karşılamak ve zamanında teslimat yapmak konularında titiz bir çalışma yürütmektedir. Aynı zamanda, çevre dostu malzemeler kullanarak sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemektedir.

İhracatta Büyük Başarı

Şahin Şirketler Grubu CEO’su Ece Şahin, ihracat faaliyetlerini de başarılı bir şekilde yürütmektedir. 

Yapı sektöründeki uzmanlığı ve müşteri odaklı yaklaşımı sayesinde, yurtdışındaki ithalatçı firmalar, kaliteli malzemeleri tek bir yerden almanın avantajını yaşamaktadır. 

Şirketin geniş ürün gamı, farklı pazarlarda önemli bir tercih sebebi olmaktadır.

Ece Şahin, müşteri memnuniyetini sürekli kılmak için teknolojiyi yakından takip ettiklerini ve yenilikleri hizmetlerine entegre ettiklerini vurguladı. 

Şahin Yapı’nın müşteri odaklı çalışma prensibi, sektördeki başarısının anahtarı olarak öne çıkıyor.

Kaliteden Ödün Vermeyen Hizmet Anlayışı

Şahin Yapı Malzemeleri, yeterlilik testlerinden geçmiş ve sertifikalı ürünleri müşterilerine sunarak güvenilir bir iş ortağı olarak kabul ediliyor. 

Müşterilerine zamanında teslimat yaparak iş ortaklarının memnuniyetini daima ön planda tutuyor.

Şirket Hakkında

Şahin Şirketler Grubu, sektördeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri takip ederek, müşteri beklentilerini en iyi şekilde karşılamak amacıyla alanında lider üretici ve çözüm ortakları ile çalışıyor. 

Yapı malzemeleri sektöründeki uzmanlığı ile her geçen gün büyüyen Şahin Yapı, kalite, güven ve müşteri memnuniyeti üzerine inşa ettiği başarısını uluslararası arenaya da taşımaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Ümit Özdağ’dan Silivri’de Tarihi Savunma-Yılmaz Parlar

ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM SAĞLIK GID...